BELGELER
Bihi
(Bismillahirrahmanirrahim)
Rize kazası ahalisinden olup diğer takdim kılınan raporumuzun ikinci bendinde yazıldığı üzere kazada gezip tozan kaçak ve eşkiyanın isimleriyle ne vakitten beri firar bulunduklarının yazılı olduğu defterdir.
Karadere (Kalkandere) nahiyesine bağlı Vandri (Çağlayan) köyünden Evliyâ’nın oğulları Abdullah ve Ahmet
Bunlar eşkiya reisi olup bir kaç seneden beri adam öldürme, mal gasbetme ve ev yakma suçlarını işleyip ortalıkta gezmektedirler. Rize eski müdürü Ali Bey zamanında sülalelerinin evlerinde kalmışlardır. Kendileri uygunsuzlukta bulunmamışlardır. Polis yanına gelmemek üzere emniyet verdiklerinden hal ve duruma göre görünüşte peşleri bırakılmış ama gizlice gereği yapılmakta olduğu.
Silyan (Yokuşlu, Kalkandere) köyünden Sulikonunoğlu İbrahim oğlu Ahmet ve torunu Mehmet
Bu dahi aynı şekilde.
Aynı köyden Makiroğlu Salih
Adı geçenlerin arkadaşı
Aynı köyden İslamoğlu Mustafa ve oğlu İbrahim
Bir seneden beri katil olan oğluna arkadaş olarak ikisi de kaçak olduğu.
Vandri (Çağlayan) köyünden Gür’ün oğullarından İsmail ve Muto
Altı aydan beri İsmail katil ve kardeşi Muto geçen sene Bahriyeden firar ederek gelip İsmail’e katılarak ikisi birlikte kaçak oldukları.
Pulihoz (Dumankaya, Güneysu) köylü Mehmet
Eniştesini kama ile yaralayarak kaçak gezdiği ve uygunsuz dolaşmakta olduğu.
Seftar (Yolbaşı, Kalkandere) köyündenTüraboğlu Süleyman
Zikredilen köy halkından Memşe’nin anası Karabaş’ı tüfekle öldürerenin adı geçen Süleyman olduğu ve kendisinin firarda bulunduğu.
Erikliman (Derepazarı) nahiyesinden Fitozoğulları Deli Mehmet ve Hasan
İsimleri daha önce yazılmış olan Evliya’nın oğullarının arkadaşları olup durumları da onlarınki gibi olduğu.
Kankalanoz (Yağlıtaş Mahallesi, Rize) köyünden Biçonun oğlu Osman ve Sefer oğlu Mehmet
İki seneden beri hırsızlık, gasp ve yol kesme suçlarından firar bulundukları.
Leroz (Büyükköy, Çayeli) nâhiyesinden Çakıroğlu Ali ve oğlu Mustafa
Oğlu uygunsuz harekette olduğundan haps olunup daha sonra babası ve komşularının yardımıyla tahliye olunduğu zaman babası Ali ile beraber firar ederek durumları soruşturulmakta olduğu.
Kazandinoz (Kurtuluş, Gündoğdu) köyünden Emiroğlu Yahya ve torunu Mehmet
Katil ve hırsız olmayıp hasımlarına zarar vermek için kaçak dolaşmayı tercih etmiş olduğu.
Vela (Veliköy, Gündoğdu) köyünden Çalık oğlu Yunus
Geçen sene boşadığı karısını öldürerek kaçmakla yatağında olduğu.
Mervan (Büyükköy, Çayeli) köyünden Bostan oğlu Ömer
İki sene önce tüfek kurşunu ile bir adam yaralayıp firar ve yatağında olduğu.
Homeze (Demirkapı, İkizdere) köyünden Ekşioğlu Ali Ağa ve oğulları Keleş ve Ömer
Altı yedi ay önce haksız yere üç adamı öldürerek firar bulundukları.
Aynı köyden Memiş Ağa’nın oğulları Hızır ve İlyas
Merkum İlyas bir sene evvel adam öldürerek kardeşi Hızır da arkadaşı olarak firar bulundukları.
Aynı köyden Bostanoğlu.
Bu dahi katil.
Rize Kazası ahalisinden olup eşkiyaya yardım, casusluk ve arkadaşlık edenlerin miktarlarının yazılı olduğu defterdir.
Ekşioğlu Yakup Ağa ve kardeşi Süleyman Ağa
Ekşioğlu Apti Ağa ve yeğeni Mustafa Ağa
Homeze (Demirkapı, İkizdere) köyünden Ekşioğlu İbrahim Ağa
Ekşioğlu Mehmet Ağa
Ekşioğlu Hasan Ağa’nın oğlu Dursun
Ekşioğlu Beşir Ağa’nın oğulları
Apancene (Esendere-Fındıklı, Kalkandere) köyünden Hacı Osman oğlu Mehmet ve oğulları
Karye-i mezburdan Silyanoğlu Husika ve oğlu Cevahir
Bilakurum (Cevizlik, İkizdere) köyünden Kirlioğlu Küçük Ahmet
Mapavrili (Çayeli) Cebinoğlu Ahmet
Varatlar (Köşklü, İkizdere) köyünden Ğavuz oğlu Ahmet
Hazer (İyidere) karyesinden Çolağın oğlu Yunus
Kapse (Ayvalık-Ihlamur, İkizdere) köyünden Ekşioğlu İbrahim Ağa iki oğlu ile beraber
Ekşioğlu Abdülvehhab
Kafkameli (Çağırankaya, İkizdere) Büberoğlu Kasım Ağa
Karadereli (Kalkandere) Kulisoğlu Molla Abdullah
Karadereli Sarğanoğlu
Karadereli Çolakoğlu Mustafa
Vandri (Çağlayan, İkizdere) köyünden Bekir’in oğlu Reşit
Aynı köyden Yuvanlıoğlu
Seftar (Yolbaşı, Kalkandere) köyünden Çolakoğlu Yusuf
Ammizâdesi Hasan’ın oğlu Mehmet
Diğer Çolağın oğlu Hurşid
Aynı köyden Mengiloğlu Feyzullah
Pasaletli (Aksu mahallesi, Kalkandere) Kâmiloğlu Mehmet
Vandrili (Çağlayan köyü, İkizdere) Hacı oğlu Mehmet Ali
Mahanca (Tuğlalı, Rize) köyünden Caboğlu Mehmet Ali
Karadereli (Kalkandere) Battal oğlu Süleyman
Mapavrili (Çayeli) Gençalioğlu Memiş oğlu Hurşit
Leroz (Büyükköy, Çayeli) nahiyesinden Mervaneli Usta Ahmet
Mervan (Büyükköy, Çayeli) köyünden Hacının torunları Mehmet ve Cevahir
Aynı köyden Çavuşoğlu Salih’in oğlu
Salarhalı (Çaykent) Kabiloğlu Hurşit
Polihozlu (Dumankaya, Güneysu) Gençalioğlu Memiş Bayraktar
Ğılıçozlu (Selimiye köyü, Rize) Kâmiloğlu Yakup
Aynı köyden Kaşkanınoğlu Yusuf
Çarihozlu (Dağsu Mahallesi, Rize) Mehmet Ali oğlu Yakup
Sıkrık (Azaklıhoca, Rize) köyünden Bakıroğlu Ali
Aynı köyden Dilsizoğlu
Homeze (Demirkapı, İkizdere) köyünden Soytarıoğlu
Aynı köyden Karakurdoğlu Mustafa
Hurtoz (Fener Mahallesi, Rize) köyünden Lorsoğlu Memiş
Kankalanoz (Yağlıtaş mahallesi, Rize) köyünden Kulaksızoğlu İsmail
Kapnes (Dağdibi mahallesi, Kalkandere) köyünden Gençalinin oğlu
Aynı köyden Kolcu Hasan oğlu Tahir
Kandeva (Kırklartepesi, Rize) köyünden Nikonun oğlu Niko
Aynı köyden Alemdaroğlu Yusuf
Kalitoz (Güneli, Güneysu) köyünden Sancakoğlu Mustafa
Mirokalozlu (Hamidiye, Gündoğdu) Ilancıoğlu Molla Ali
Ğalata (Çataklıhoca-Yalı mahallesi, Çayeli) köyünden Molla Yusuf’un oğulları
Asrifos (Aşıklar, Çayeli) köyünden Tonyalıoğlu Yunus
Filiboz (Halatçılar Mahallesi, Rize) köyünden Çolakoğlu Mehmet Alemdar
Hristiyan halktan Kardanoğlu Batozlu
Kalitozlu (Güneli, Güneysu) Kürt Yanboli
Yukarıda isimleri yazı bulunan kimseler kazada gezip tozmakta olan ve isimleri bilinen kimseler firari ve eşkiyaya sürekli olarak gayret, cesaret ve destek veren ve gizli veya açıktan yardım eden ve casusluk yapmaktadırlar. Bunlar yaz günlerinde kaçaklara ekmek vermekte ve yol göstermektedirler. Kış günlerinde de bunları evlerinde saklayıp yataklık etmek suretiyle barındırırlar. Bunların listesinin bulunduğu işbu defter tarafımızdan mühürlenerek makamınıza arz olunmuştur. Bu konuda ve her hâlde irade ve ferman padişahımız hazretlerinindir.
Fî 2 Receb sene (12)69 (12 Nisan 1853)
Rize Müdüdrü Süleyman, Rize Nâibi (Bu tarafta olmadığı), Rize Müftüsü Alaattin, Eski Naib Mustafa Münib ve diğer mühürler.
BOA. İ.MVL. nr: 272/10521
Trabzon’a bağlı Rize kazasında bir kaç seneden beri adam öldürme, hırsızlık, firarilik, yol kesme ile eşkiyalık suçlarının ortaya çıkış sebebi şudur:
İsmi zikredilen kazada adam öldürme, hırsızlık ve buna benzer meydana gelen çirkinlikler ortaya çıktıkları zaman kaza müdürleri tarafından bunların failleri sıkıca aranıp ortaya çıkarılmamıştır. Suçlular terbiye olunmamıştır. Bundan dolayı özellikle eski müdür Şevki Ağa ve Ali Riza Efendiler zamanlarında pek çok uygunsuzluk vuku bulmuştur. Bunlardan hiç birisi hakkı yerine getiremediği için gittikçe katil, hırsız ve firarî çoğalıp artmıştır. Asker kaçakları da bunlara katılmakla ahali arasında asayiş ve emniyet bozulmuş iken 1266 (1849-50) tarihinde devletlü Rüstem Paşa hazretleri Rize kazasına müdür olarak Mehmet Bey’i atayıp Of Müdürü Süleyman Ağa ile ittifak tesis edilerek eşkiya ve firarînin ele geçirilmeleri yolunda emir buyurmuş olduğundan iki tarafın birlikte yaptıkları çalışma sonucunda eşkiyanın bir takımı yakalanmış, bir miktarı yatıştırılmıştır. Ancak bu iki müdür istifa etmişlerdir. Bundan dolayı yine eşkiya baş kaldırıp fesat ve melanete başlamışlardır. Trabzon valisi devletlü Sami Paşa hazretleri Süleyman Ağa’yı geçici görevle Rize’ye göndermiştir. İki üç ay kadar uyku ve rahatı terk ederek kazadan çok miktarda askeri Karadere nahiyesi tarafına ve şüpheli mahallere sevk etmiştir. Eşkiyanın çoğunluğunu yakalamış ve Trabzon’da zincire vurmuştur. O zaman da bir müddet huzur ve refah geri gelmiştir. Süleyman Ağa’nın geri dönmesiyle kaza müdürlüğüne atanan Ali Bey, zincire vurulan eşkiyanın akıllandıklarını, pişman olduklarını, ıslah-ı nefis ettiklerini sanarak tahliyesini sağlamış ve onları serbest bırakmıştır. Bu eşkiyalar rahat durmayıp hemen diğer eşkiyalara katılmışlar ve eskiden olduğu gibi her türlü uygunsuzluğu işlemeye başladılar. Asayişin eskiden olduğu gibi istenilen derecede sağlanması için Vâsıf Paşa hazretleri tarafından adı geçen Süleyman Ağa Rize kazasına müdür olarak tayin edilip gönderilmiştir.
Erzurum sancağına bağlı İspir kasabasında bulunan Kura-yı Seba (İkizdere) Rize kazasına sınır olmak ve Kura-yı Seba (İkizdere) ahalisinin de çoğunluğu öteden beri eşkiya, katil ve haydut olup hiç bir zaman terbiye görmemiş olduklarından iki taraf eşkiyası birleşerek gâh o tarafta ve gâh bu tarafta istedikleri gibi türtlü türlü pisliklere cesaret etmektedirler.
Rize kazasında halihazırda firar bulunanlar; Karadere (Kalkandere) nahiyesinden Evliyanın oğulları Abdullah ve Ahmet ve Sulikonunoğlu İbrahim ve oğlu Ahmet ve torunu Mehmet ve Makiroğlu Salih ve İslamoğlu Mustafa ve oğlu İbrahim ve Gür’ün oğulları İsmail ve Motu ve Türaboğlu Süleyman ve Erikliman nahiyesinden Fitozoğulları Deli Mehmet ve Hasan ve Kankalanoz (Yağlıtaş mahallesi, Rize) köyünden Biçonunoğlu Yusuf ve Seferoğlu Mehmet ve Leroz (Büyükköy, Çayeli) nahiyesinden Çakıroğlu Ali ve oğlu Mustafa ve Polihozlu (Dumankaya, Güneysu) Mehmet ve Kozandinozlu (Kurtuluş, Güneysu) Emiroğlu Yahya ve Yeğeni Mehmet ve Vela (Veliköy, Gündoğdu) köyünden Çalıkoğlu Yunus ve Mervan (Büyükköy, Çayeli) köyünden Bostanoğlu Ömer ve Ekşioğullarından Ali Ağa ve oğulları Keleş ve Ömer ve Memiş Ağa’nın oğulları Hızır ve İlyas ve Homeze (Demirkapı, İkizdere) köyünden Bostanoğlu adlı eşkiyalardır.
Bunların küçük bir yardımla defedilmeleri mümkün değildir. Gittikçe büyük fesatlara sebebiyet vereceklerdir. Bu husus yalnız bir taraftan olacak yardım ve gayretle elde edelimeyeceğinden oradan da büyük ve tam bir yardım olmak üzere durumu Erzurum Eyaleti Valisi devletlü Zarif Paşa hazretleri tarafına yazı ile tavsiye edilip bildirildi. Süleyman Ağa kazaya varıp Rize’den yeterli miktarda asker tedarikiyle gece gündüz uyku ve rahatı terk ederek eşkiyalarırn ardı sıra düşüp her bir tarafı araştırmıştır. Bu taraftan olan yardım ve kuvvetle bir miktarını yakalayıp ve bazılarını aman dilemek suretiyle yatıştırmıştır.
Bu kez fesadın başı olan Kura-yı Seba (İkizdere) ahalisinden Husika nam şakîyi iki amcaoğluyla birlikte ele geçirmiştir. Fakat Erzurum tarafından yardım ve gayret olunmadığından o taraf eşkiya için kurtuluş kapısı olmuştur. Buralarda saklanıp gizlenmektedirler. Orası başka eyalet olduğundan izinsiz sınırı geçerek yakalanmaları yoluna cesaret edilememiştir. Bu eşkiyalar ara sıra vakit buldukça beri tarafa geçip yine fesat çıkarmaktadırlar. Bu yüzden kendilerini kurtarıp muhafaza eyledikleri gibi yeni katil ve eşkiya da varıp bunlara refakat eylemektedir. Özellikle de yaz mevsimi yaklaştığından bundan böyle daha çok pisliğe cesaret edecekleri beklenmektedir. Bu hususun ortadan kaldırılması için gerekli önlemlerin alınması düşüncesiyle her iki taraftan da başlıca bir yardıma ihtiyaç bulunduğu,
Bendin başında yazılan uygunsuzluğun defedilmesi hususu, bizim düşüncemize göre, eğer eşkiyanın ortaya çıkıp karşı koyamayacakları kesin ise de az miktardaki askerle büyük oranda ortadan kaldırılmaları ve ıslah edilmeleri ile mümkün değildir. Ancak gözlerini korkutacak derecede olmak üzere üzerlerine yeterli sayıda asker kuvveti sevk edilip gönderilir ve Kura-yı Seba (İkizdere) tarafına da yeterince gidilip firarî aramak izniyle beraber iki taraftan ve yerli yerinde maslahata teşebbüs edilip şüpheli mahallerin aynı şekilde araştırılmasıyla yakalanıp ele geçirilmeleri hususuna çalışılması maslahata uygun olduğu,
İkinci bendde açıklandığı üzere Rize ve Erzurum taraflarından esas maddeye girişildiğinde Of ve Hemşin kazaları Rize kazasına komşu ve firar ve eşkiyası da Rize firarıyla dopdolu bulunduğundan adı geçen her iki kaza müdürleri yanlarına yeterli miktarda adam alarak geçen sene olduğu gibi kazaları hududunda gezip tozmakta ve birlikte hırsız ve eşkiyanın ele getirilmesi hususuna sürekli ve yeterli derecede gayret göstermeleri maslahat gereği bulunduğu,
Kaza içinde ve Kura-yı Seba’da (İkizdere) olup isimleri defterde yazılı bulunan ve daima eşkiyayı tahrik ederek fesada sebebiyet veren kimselerin Derebeyi Konağı şeklinde sağlam ve müstahkem evleri olup içlerinde eşkiyayı saklayarak bu halde eşkiyanın ele geçirilmesi zorluklara sebebiyet vereceği ve durdukça hile ve fesattan hali olmayacağından onların da bu tarafa getirilmesiyle muhafaza altında tutulması ve konaklarının namuslu ahali hanesine dönüştürülmesi hale uygun olduğu,
Zikredilen kaza firarîlerinden İspir kazasındaki kilisenin mal ve eşyasını geçen 1267 (1850-51) senesinde gasp ve yağma ederek firar gezmekte iken Süleyman Ağa’nın görevli olarak Rize kazasına gelmesiyle eşkiya gasp ettiği mallar ile birlikte ele geçirilip Trabzon’a gönderilmiştir. Bir müddet zincire vurulup terbiye ve ıslah olundu zannıyla tahliye olunmuş olan Ekşioğullarından bir kaç kişi yine terbiye kabul etmeyip memleketine vardığında kendisine kâr ve menfaat kabul ettiği kötülüğe başlamışlardır. Halihazırda fesat için çalışmaktadırlar. Budan dolayı bunların zincire vurulup uzun süreli hapis cezasıyla cezalandırılmaları ve ıslahları mümkün olamayacağından Allah’ın yardımıyla bundan böyle bunlardan ve bunlara benzer eşkiyadan ele geçip suç ve töhmetlerinden dolayı hapisle şiddetli şekilde cezalandırılmaları makama arz olunduğu zaman müsaadeleriyle hak ettikleri şekilde cezaya çarptırılacakları hususu talebimiz olduğu,
Üçüncü bendde anlatıldığı üzere Rize, Of, İspir ve Hemşin kazalarının müdürleri emrinde bulunan adamlar ile bir müddet firar ve eşkiyayı arama ve ele geçirme ve Allah’ın yardımıyla emniyet ve asayiş sağlandıktan sonra kazanın önemli işleri sükünet bulacaktır. Bu müdürlerin emrinde bulunan askerleri dağıtıp kaza müdürlüğüne gelerek memleketin önemli işlerini görmeleri mümkün olacaktır. Firarilerin arta kalanlarını da aynı şekilde ele geçirmek için zikr olunan kazaların her birine birer muktedir Kır Serdarı tayin olunup Rize Kır Serdarı emrine elli ve Of, İspir ve Hemşin kazaları Kır Serdarı emrine yirmişer adam verilmesiyle kazalarının hudutları içinde lâzım gelen mahallerde yaz günlerinde gezip tozmalarına ve yakalanmalarına gayret olunması hal gereği bulunduğu,
İşbu raporumuzda açıklanan ve istirham olunan maddeler ve önlemlerin mahallinde icra kılınması hususuna müsaade ve ruhsat verilmesi durumunda kazada gerekli çalışmaları yapmak için elimize bir adet talimat ve mucebince bir kıta buyuruldu verilmesi konusunda ve her halde irâde ve ferman padişahımız hazretlerinindir.
Fî 2 Gurre-i Receb sene 1269 (12 Nisan 1853)
Rize Müdürü: Süleyman, Rize Nâibi (Bu tarafta olmadığı), Rize Müftüsü: Alaattin, Eski nâib Mustafa Münib ve diğer mühürler.
BOA. İ.MVL. nr: 272/10521
Rize taraflarında biraz vakitten beri sürünmekte olan firarî belasının ortadan kaldırılması için yöreye ait düşünceleri içeren Rize Kaza Meclisinin bu kere takdim etmiş oldukları rapor tarafımızdan incelenmiştir.
Raporun birinci ve ikinci bentleri bahsedilen eşkiyânın isimleri, durumları, ortaya çıkış ve hareketleriyle şimdiye kadar ele geçirilememelerinin sebeplerini ve bunların mazarratlarının ve fesatlarının defedilmesini, Erzurum Eyaleti’ne bağlı olup Rize kazası ile sınırı bulunan İspir kazasıyla Kura-yı Seba (İkizdere) taraflarından da yeterli önlemler alınması gibi iki tarafça dikkat çekici işlerden olduğunu açıklamaktan ibaret olduğu gibi diğer fıkralarında da, zikredilen eşkiyânın kendilerini yıldırmak üzere özel bir kuvvet gönderilmesi gibi karaltı gösterilerek eşkiyanın aranması zımnında Rize kazası müdürüyle civar olan Of ve Hemşin kazaları müdürlerinin bizzat hareketlerine ve ekteki defterde eşkiya yardımcısı oldukları gösterilmiş olan şahısların evlerinin istihkâmlarının bozularak kendilerinin şiddetli bir şekilde cezalandırılmasına ve emniyetin istikrarı için özel talimat ve kesin görevle her kazadan birer kır serdarı tayin olunmasına lüzum gösterilmiş olmakla valinin emir ve fermânları üzere Rize müdürü ile meclis memurları çağrılmış ve işin aşağısı yukarısı birlikte görüşülmüştür.
Sonuçta bahsedilen firarîler hakkında Kura-yı Seba (İkizdere) ve İspir münasebetiyle iki taraflı yardımın gereği inkâr olunamamış ise de Padişahımızın sayesinde memleketin genel huzur ve emniyeti yerinde olduğundan anlatıldığı derecedeki zorluk ve külfet doğru ve sağlıklı olarak anlaşılamamıştır. Çünkü bu firarî denilenler Ekşioğlunun bir kaçıyla Evliyaoğulları gibi bir kaç şahıstan ibarettir. Ele girmeleri o zamandan vuku bulan uygunsuzluklardan çok onların isimleri verilmesinden dolayı lakırdı ortaya çıkıp dolaşarak ve arada yardımcı sözü dahi şubelenmiş olmak düşüncesine göre, şu halde, firarilerin sağlam bir şekilde ele geçirilmeleri için gerekenlerin yerine getirilmesi ile beraber ahalinin durumunun ıslahına dair tesirli tedbirlerden başka muameleye kesinlikle ve tamamen lüzum verilememiştir.
Fakat yaz mevsimlerinde bazı yerlerde geçerli olduğu üzere Nisan başından Kasım sonuna kadar kullanılmak üzere kır serdarı tayini maddesi uygun gibi düşünüldüğünden Rize, Of ve Hemşin kazalarıyla Kura-yı Seba (İkizdere) tarafına yeterli miktarda asker ve özel görevle bu senelik geçici olarak birer kır serdarı çıkarılması,
Ve Kura-yı Seba (İkizdere) denilen yer, zikr olunan İspir kazasına bağlı olduğundan ve iki tarafça kaza merkezine on altı saat mesafedeki bir dağın beriki yüzünde bulunmak ve İspir tarafı öbür yüzde kaldığından orada bulunan güvenlik kuvvetleri bunların durumlarına tamamıyla vakıf olamadığından çoğu kez uygunsuzluk oradan çıktığından özel güvenlik altında bulundurulmak üzere burasının Erzurum eyaletinden ayrılarak Rize kazasındaki Kafkame (Çağırankaya, İkizdere) deresi tabir olunan mahal ile Velkü (Dereköy-Yağcılar, Rize) ve Holod ve Of kazasındaki Hapsi ve Varda (Güneyce, İkizdere) ve Hemşin kazasındaki Cimil nâm köyler de birleştirilerek yeniden bir kaza kurulması ve aylık bin kuruş maaş tahsisiyle becerikli birisinin müdür tayini edilmesi,
Ve Rize kazası bu taraflarca merkez hükmünde ve müdürü bu işin özel görevlisi makamında olduğundan zikr olunan kazalar müdür ve memurlarıyla yazışma ve uygunluk usulüne riayet etmek halin gereği olduğu,
Ahali tarafından temin ve ıslahı için ve bahsedilen firariler hakkında gerektiğinde kanuna uygun şekilde karşılık verebilmek üzere yeterli izni kapsayan bir talimatın ellerine verilmesi,
Firarîlerden emniyet ve itaat talebinde bulunanlar ile ekteki defterde eşkiya yardımcısı olarak isimleri listelenenlerden suç ve kabahatları gerçekten sâbit olmayanlar için adalet ve maslahat gereği gönüllerinin alınmasını havi özel bir buyuruldu yazılması reye bağlı bulunmuştur.
Zikr olunan İspir kazası zikredilen yerlere bitişik olmak ve maslahatta iştirak bulunmak hasebiyle oraca dahi icabına himmet buyurulmak üzere görüşmelerin bir suretinin Erzurum eyaleti valisi hazretleriyle Hemşin kazasından dolayı durumun Lazistan Mutasarrıfı saadetlü efendi bendelerine bildirilmesi ve işbu tayini gösterilen kır serdarlarıyla yeniden kurulacak kurulacak kaza memurlarının maaş ve aylıkları hesap edilerek 9.370 kuruşu bulacağından olacağından ekli pusulası gereğince bu miktarın zikr olunan kazalar vergilerine eklenerek karşılanmak üzere gerekenin yapılması,
Ve kaldı ki, zikr olunan Of kazasında müdür bulunan Şakir Ağa’nın kötü hareketinden başka düşünülen önlemleri almaya güç ve ehliyeti bulunmadığı için görevden alınması ve Meclis-i Kebir Azasından Kalcızâde Hacı Ömer Bey’in yöreye olan aşinalığı ve vukufu ve zikredilen mesele hakkında evvel ve âhir olunan önlemlere dair tam bilgisi olduğundan bu sorunun giderilmesine kadar müdürlüğe getirilmesi meclisce ittifakla düşünülmüş ise de emir ve ferman padişah efendimizindir.
Trabzon Vilayeti Meclis Reisi ve Defterdar: Mehmet Nüzhet, Trabzon kadısı, Trabzon müftüsü, Tahrirat Başkatibi Ali Hilmi, Mal Başkâtibi ve azalaların mühürleri.
BOA. İ.MVL. nr: 272/10521
Alıntıdir