3.1. Sosyo-ekonomik özellikler
Sosyo-ekonomik özellikler kapsamında ele alınan değişkenler deneklerin yaşı, eğitim durumu, işletme büyüklüğü, uzmanlık alanı, kooperatife üyeliği olup bu özelliklere ilişkin veriler Çizelge 3’te sunulmuştur. Çizelge incelendiğinde deneklerin, % 13.85’nin 30 yaşın altında, % 58.46’sının 31-50 yaş arası ve % 27.69’nun 50 yaşın üzerinde olduğu görülmektedir. Eğitim düzeyi bakımından deneklerin % 8.46’sı okur- yazar olmayan. % 54.62’si en çok ilkokul düzeyinde ve % 36.92’sininde ilkokul düzeyinin üzerinde eğitim aldıkları görülmektedir. Deneklerin % 53.08’i 1- 4 dekar arası büyüklükteki işletmelere, % 30.77’si 4.1 – 8 dekar arası işletme büyüklüğüne, % 16.15’i ise 8 dekardan büyük işletmelere sahiptir.
Deneklerin % 73.08’i sadece bitkisel üretim (çay üretimi) yapmakta, % 26.92’si bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yürütmektedir. Hayvansal üretim öz tüketime yönelik yapılmakta; % 78.46’ı herhangi bir kooperatife üye iken, % 21.54’ünün de kooperatif üyeliği bulunmamaktadır.
3.2. İşletme Büyüklüğü
İşletme büyüklüğü, işletmenin mülk arazisine ilave olarak dışardan ortağa tutulan ve kiralanan araziler toplamından, dışarıya ortağa ve kiraya verilen arazilerin düşülmesi ile bulunur (Aksöz 1972). İşlenen alan da,işletme arazisinden işlenen kısmı ifade eder. Araştırma kapsamındaki işletmelerde kiraya verilen veya kiraya tutulan araziye rastlanmamıştır. Diğer bir ifade ile kiracılıkla arazi işletmeciliği söz konusu değildir. Araştırma kapsamındaki işletmelerde işletme başına ortalama işlenen alan 6.12 da olarak bulunmuştur. İşlenen alanın % 6.92’si ortağa (yarıcıya) verilen alandan oluşmaktadır. Aynı şekilde işlenen alanın % 6.82’si ortağa (yarıya) alınan alandır. Bu veriler, yöre de ortakçılığın fazla yaygın olmadığının bir göstergesidir. İşletmenin toplam işlenen alanı kapsamında ayrıca meyvelik-sebzelik alan ayrılmamaktadır. Meyve ve sebze üretimi, çay bahçelerinin içinde gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle, işlenen alan aynı zamanda çaylık alanı ifade etmektedir.
Genel olarak, işletme büyüklükleri arasında ortalama işlenen alanlarda çok büyük farklar yoktur. Deneklerin mülk arazisi ortalama olarak 5.02 dekardır. Bu bulgu bölgenin arazi yapısının ve işletmelerin birbirine benzerliklerini ortaya koymaktadır. Toplam alanın % 91.06’lık kısmı çay tarımına, geri kalan % 8.94’lük kısmı ise başka amaçlarla kullanılmakta, bu durum ise yörenin temel tarımsal faaliyetinin çay yetiştiriciliği olduğunu göstermektedir. İşletmelerin ortalama büyüklükleri, I. gruptaki işletmeler için 3.21 da, II. gruptaki işletmelerin 6.97 da büyüklüğünde ve III.gruptaki işletmelerin 17.74 da büyüklüğünde olduğu, toplam alanın bütün işletmeler için ortalamasının 6.72 da olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre çay tarımı yapan üreticilerin arazi büyüklüklerinin oldukça küçük olduğu saptanmıştır.
3.3. Budama Deneyimi
Ekonomik öneme sahip olan çay bitkisinin, dünyada olduğu gibi Türkiye için de önemi büyüktür. Bütün bitkiler gibi çay bitkisinin de ekonomik verim yaşı vardır.Bu ekonomik verim yaşı ortalama 50-60 yıl olarak kabul edilmektedir (DPT 2001/m).
Türkiye’deki çay bahçelerinin ise ortalama 40-60 yıllık olduğu yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır (Çaykur 1996). Bu nedenle ülkemizde, çay bahçelerinin yenilenmesi veya kültürel önlemlerle bu sürenin uzatılması zorunlu duruma gelmiştir. Bu amaçla, Türkiye’deki çay bahçelerinin ıslahına ilk 1993 yılında ihtiyaç duyulmuş ve veriminin artırılması, elde edilen yeşil yaprağın kalitesinin yükseltilmesi ve elde edilen kuru çayın dünya standartlarında kalitesinin düzeltilmesi için Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün girişimleri ile ilk adım olarak, budama projesi uygulamaya konulmuştur.
Budama ile hem çay bitkisinin gençleştirilmesi hem de beraberinde toprak yapısının düzeltilmesi için gübreleme ve bakım işlemlerinin bir arada yürütülmesi söz konusudur. Üreticilerin budamadan doğan ekonomik kayıplarını önlemek için, 1/5 oranında budanan alandan elde edilecek ürünün dekara ortalama verimden hesaplanarak, bu ürün bedelinin % 70’inin tazmin edilerek, üreticileri budama konusunda teşvik amacıyla 93/5096 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı çıkarılmış ve 27 Aralık 1993 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Böylece çay bahçelerinin ıslahı ve kaliteli çay üretimin temimi amacıyla, budama projesi uygulamaya konulmuştur.
Yörede en çok uygulanmakta olan budama şekilleri ürün budaması ve gençleştirme budamasıdır. Ürün budaması, çay bitkisinden elde edilen yaprak ürün miktarının azalmaya başladığı anda yapılan budamadır. Ürün budaması belirli zaman aralıklarında yapılır. Bu süre çay bahçesinin konumuna, çay bahçesinin tipine göre üç yıl yada daha fazla yıl alabilmektedir. İki ürün budaması arasındaki süreye iklim, deniz seviyesinden yükseklik, bakısı, çay bahçesi toprağının özelliği, ve uygulanan kültürel önlemlerle çay bitkisinin genetik özelliği gibi etmenler etki eder. İlk ürün budaması toprak seviyesinden 25 cm yükseklikten, ikinci ürün budaması ise bir önceki budamanın 5 cm üzerinden yani 30 cm’den yapılır.
Gençleştirme budaması, çay bahçelerini ekonomik ömrünü tamamlamak üzere oldukları veya budama yüksekliği hasat tablası yüksekliğine eşit olduğu (25-30 yıl veya daha fazla) zaman topraktan 20 cm yükseklikten yapılan budama şeklidir. Bu budama şekli aynı zamanda bir ürün budamasıdır. Gençleştirme budaması yapılan çay bahçeleri yine uzunca sayılabilecek bir zaman içerisinde bol nitelikli ürün verir (Kaçar 1992).
Araştırma bölgesinde genç üreticilerin budama konusundaki deneyimleri 3-4 yıl iken, orta yaş ve üzerindekilerin 15-20 yıldır. Ancak daha çok ürün budaması konusunda deneyimleri olan üreticiler, 1993’ten sonra gençleştirme budaması konusunda deneyim kazanmaya başlamışlardır. Üreticilerin gençleştirme budaması konusundaki deneyimlerini ortaya koymak amacıyla Çizelge 4 düzenlenmiştir. Üreticilerin % 97.69’ u gençleştirme budamasını 4 yıl ve daha fazla süredir düzenli olarak yapmaktadır. Bu durum da üreticiler budama projesi kapsamında yürütülen bu kültürel önlemi ve yayımın önerisini benimsemiş görünmektedir.
3.4. Budama Yaparken Dikkat Edilen Faktörler
Budama yaparken, budamanın tekniğine uygun olarak yapılması önem taşımaktadır. Budama tekniğine yönelik en önemli uygulamalar ise budamanın çay ocaklarının çanak şeklinde olacak şekilde yapılması, ocak yüksekliğinin budama kriterlerine uygun olması, iyi bir gövde oluşumu için çalılaşmış dalların temizlenmesidir.
Çiftçilerin bu faktörleri ne derece dikkate aldıkları ve bu duruma eğitim düzeylerinin her hangi bir etkisinin olup olmayacağı Çizelge 5’te sunulmuştur. X²testinin geçerli olabilmesi için eğitim durumu ilk okul düzeyi ve ilkokul üzeri olmak üzere iki kategoriye ayrılmıştır. Çizelgeden ilkokul düzeyinde eğitim görenlerin yarıdan fazlası (%54.87), ilkokul üzeri eğitim görenlerin de yarıya yakını (43.75) budamada ele alınan bütün faktörleri önemli görmekte ve eğitim durumunun bu konu üzerinde her hangi bir etkisinin olmadığı görülmektedir.
s.d.: 4, x² = 6.198 p > 0,05’e göre ilişki anlamlı değildir.
Budama Konusunda Yararlanılan Bilgi Kaynakları
Tarımsal alandaki her teknolojik yenilikte olduğu gibi; tarım alanlarında uygulanacak kültürel önlemleri üreticilerin tanıması ve yaygın biçimde uygulamasında, tek bir bilgi kaynağının değil, çeşitli kaynakların etkili olduğu söylenebilir. Üreticilerin çay tarımında kültürel önlemlerden sayılan budamanın uygulanmasında, budama yöntemlerini kim yada kimlerden öğrendikleri konusunda yapılan araştırmadaki sonuçları ortaya koyabilmek için Çizelge 6 düzenlenmiştir.
Çizelge 6’da üreticilerin önemli bir kısmının (%46.92) ürün budamasını ilk olarak ailesindeki diğer bireylerden veya kendi deneyimiyle öğrendiği görülmektedir. Bu durum üreticilerin uygulamalarında yakınlarında bulunan diğer birey ve üreticilerin etkinliğini ortaya koymaktadır. Çaykur elemanları budama yöntemlerini ilk olarak öğrenildiği bilgi kaynağı olarak % 33.85 oranıyla ikinci sırayı almaktadır. Komşulardan öğrendiğini ifade edenler % 13.85 ile üçüncü sırayı alırken, hiç biri diyenler % 5.38’le son sırada yer almakta olup, oransal olarak önemli sayılabilecek değere sahip olmadıkları görülmektedir.
Üreticilerin gençleştirme budaması konusunda başvurduğu bilgi kaynakları incelendiğinde %73.85’i Çaykur elemanlarının ilk sırayı aldığı ve bunu sırasıyla % 18.46’ ile kendi deneyimlerinden yararlananlar, %6.15’i ile yazılı ve görsel basının yanında Çaykur’un hazırlamış olduğu “Üretici El Kitabı” adlı kitapçıklardan yararlananlar ve %1.54 ile köydeki deneyimli üreticilerden (komşularından) bilgi alanlar izlemektedir. Ayrıca bölgede çay tarımına yönelik yapılan yeniliklerin üreticiye ulaştırılmasında Çaykur ilk sırada yer aldığı belirlenmiştir. Bölgedeki Tarım il ve ilçe müdürlükleri elemanlarının budama konusunda hiçbir yayım çalışmasına rastlanmamıştır.
4. SONUÇ ve ÖNERİLER
Görüşülen üreticilerin ve incelenen işletmelerin başlıca özellikleri, aşağıdaki gibi özetlenebilir;
Ortalama işletme genişliği 6.12 da olarak bulunmuştur. Bu durum çay üreticilerinin arazi genişliklerinin küçük olduğunu göstermektedir. Bu nedenle işletmelerde gelir düzeyinin de oldukça düşük olduğu söylenebilir.
Üreticilerin işlediği arazilerin büyüklüğünün oldukça küçük olduğu, kiracı olarak arazi tasarrufunun bulunmadığı saptanmıştır. Araştırma alanında, mülk arazi büyüklüğü 5.02 dekardır. Bu veriler doğrultusunda araştırma sahasında, küçük üreticiliğin yaygın olduğu söylenebilir.
Deneklerin önemli çoğunluğu ilkokul mezunudur (%51.54). Ortaokul mezunu ve daha yüksek eğitimine sahip deneklerin oranı %36.92, okur-yazar olanlar % 3.08 ve okuma-yazması olmayanlar ise %8.46 oranındadır.
Görüşülen deneklerin önemli bir bölümü (%78.46) herhangi bir kooperatife üye iken, %21.54’ünün hiçbir kooperatife üye olmadıkları ortaya çıkmıştır. Kooperatif üyeliği ile eğitim düzeyleri arasında yakın bir ilişki olmadığı, üreticilerin, kooperatif üyeliklerinin yaptıkları tarımsal üretim için yalnızca gübre temini amaçlı olduğunu ifade etmeleri, kooperatiflerin beklenen işlevlerini tam olarak yerine getiremediklerinin bir göstergesi olmaktadır.
Araştırmada çay bitkisinde budama deneyimi ile ilgili olarak ulaşılan başlıca bulgular aşağıda özetlenmeye çalışılmıştır. Görüşülen üreticilerin oldukça yüksek oranında (%81.54) 7 yıl ve daha fazla süredir düzenli olarak çay bahçelerinde gençleştirme budaması yaptıkları ortaya çıkmıştır. Deneklerin çoğunluğu (% 60.77) budamayı ilk olarak aile büyükleri, akraba, tanıdık, eş-dosttan, bir bölümü (% 33.85) Çaykur elemanlarından, küçük bir bölümü de (% 5.38) kişisel gözlemleriyle öğrenmişlerdir. Budama tekniklerinin kolaylığı ve aile bireylerinin birlikte çalışması öğrenmede aile büyüklerini öne çıkarmaktadır. Üreticilerin budama yaparken dikkat ettikleri kriterler ile eğitim düzeyi arasında istatistiksel anlamda önemli bir ilişki olmadığı saptanmıştır. Buradan çay ocaklarının çanak şeklinde olması, ocak yüksekliğinin budama kriterlerine uygun olması ve iyi bir gövde oluşumu için çalılaşmış dalların temizlenmesi gibi kriterlerin dikkate alınma durumunun deneklerin eğitim düzeyiyle bağıntılı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu bulgudan budama yaparken dikkat edilen kriterlerin eğitim düzeyleri olarak göz önünde bulundurulan ilkokul düzeyi ve ilkokul üzeri eğitim gören iki denek kategorisince de benzer oranlarda dikkate alındığı sonucu çıkmaktadır. Üreticilerin budama ve gübreleme konusunda yararlandıkları bilgi kaynakları içerisinde % 73.85 ile Çaykur elemanları ilk sırada yer alırken, %18.46’sı kendi deneyimlerinin yeterli olduğunu belirtmişlerdir. Yazılı ve görsel basın (gazete, dergi, üretici mektupları, TV ve radyo) yoluyla bilgi edinenler % 6.15 gibi düşük düzeydedir. Üreticilerin eğitim düzeyleri ile budama konusunda yararlandıkları bilgi kaynakları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı saptanmıştır. Buradan, üreticilerin bilgiye ulaşma ve bu bilgiyi kullanma açısından eğitim düzeyleri arasında bir fark olmadığı ortaya çıkmıştır. Üreticilerin gübre kullanma ve gübre miktarı konusunda bilinçli oldukları veya önerileri uyguladıkları söylenebilir. Ancak çay bitkisine gübre verme şekli ile uygun koşullarda gübrenin verilmesi konusunda bilgilerinin olduğunu belirtmelerine rağmen, uygulamadaki ve arazi şartlarının zorlukları nedeniyle istenilen şekilde yapmadıkları saptanmıştır. Buradan, üreticilerin kendi koşullarına uygun olan her tür yeniliklere açık olduklarını ve benimseme eğiliminde oldukları söylenebilir. Araştırmada çay üretimi ve kültürel önlemler konusundaki bilgi akışı ile ilgili olarak ulaşılan başlıca bulgular aşağıda özetlenmeye çalışılmıştır. Deneklerin başvurdukları bilgi kaynakları arasında yaptıkları tercih sıralaması ile ilgili sonuçlara göre, her 10 üreticiden yaklaşık 5.6’sı (% 56.15) Çaykur elemanlarını (Budama projesi elemanları) bilgi aldığı kaynaklar arasında ilk sıradadır. “Budama Projesi” elemanlarının bilgi akış görevini yeterince yerine getirdiği ve üreticilerle sürekli iletişim içinde olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre, araştırma yöresinde “Budama Projesi” elemanlarınca yürütülen çay bahçelerinin ıslahı ve verimliliğin arttırılmasını amaçlayan “Budama Projesi” konusunda bilgi verme hizmeti, çay üreticilerinin hemen hemen hepsine ulaştırılmaktadır. Üreticilerden çok sınırlı bir bölümü ise bu hizmetlerden yeterince yararlanamamaktadır. Bu sınırlı üretici grubunun yeniliklere ilgi duymadıkları veya çay tarımıyla sosyo-ekonomik anlamda ilgilenmedikleri söylenebilir.
Görüşülen deneklerin yarıya yakınının (% 48.46) budama ve gübreleme ile ilgili yazılı kaynaklara hiç ulaşamadığı, diğerlerinin ise (% 51.54) daha çok Çaykur’un basılı el kitapları, üretici mektupları, broşür, afiş vs. gibi materyallere ulaştığı görülmektedir.
Çalışmada elde edilen bu sonuçlardan yola çıkılarak konu ile ilgili aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir.
Türkiye için çok önemli olan çay, ihmal edilecek bir ürün değildir. Çay yetiştiriciliği, işlenmesi ve pazarlanması konusunda gerekli her türlü çalışmanın bilimsel çerçevede yapılması gerekmektedir. Çay üretiminde arz – talep dengesi göz önünde bulundurulmalı ve çay sanayisi ile ilgili politikalarda olduğu gibi çay tarımına yönelik politikalarında yeniden düzenlenmesi ve istikrarın sağlanması gerekmektedir. Günü birlik politikalar çay tarımın devamlılığını riske edebilir. Sosyo- kültürel açıdan gelecekte olumsuz etkiler yaratabileceği düşünülerek alınacak kararlarda ve geliştirilecek politikalarda dikkatli davranılması gerekmektedir. Çay tarımının ülke ve bölge ekonomisine katkıları dikkate alınmalı ve gerekli yasal düzenlemelerin zamanında alınarak istikrarlı tarım politikalarının uygulamaya konulması gerekmektedir.
Çay tarımı ile uğraşan çiftçilerde de diğer tarımsal ürünleri üreten üreticilerde olduğu gibi, önder çiftçi projelerinin geliştirilerek uygulanması gerekmektedir. Üretici davranışlarında olumlu gelişmelere yol açacağı ve daha bilinçli üreticilik yapmayı teşvik edeceği düşünülmeliktedir.
Çay tarımına yönelik politikalar geliştirilirken, ülkenin ve ülke insanının önceliklerine göre, projelerin hazırlanması ve uygulamaya konulması gerekmektedir. Ülke ekonomisi açısından önemli bir yere sahip olan çay bitkisinin politize olması önlenmeli ve tarımda dolayısıyla da çay tarımında istikrarlı politikalar geliştirilmelidir. Çay üretim ve tüketim (arz-talep) dengesinin sağlanarak çay tarımının yönünün belirlenmesi gerekmektedir. Makro politikalarla yurt içi ve yurt dışı talepleri geliştirilerek çayın ekonomideki payı artırılmalıdır. Bunun yanı sıra özel sektör de desteklenerek ihracat olanakları geliştirilmeli ve böylece Çaykur’un makro bazda ekonomiye yük olmaktan çıkarılması sağlanmalıdır. Üreticilere yönelik eğitim çalışmalarının daha ciddi boyutlarda ve organize bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla, çay tarımı konusunda uluslararası deneyimler incelenerek, çay tarımının yoğun olarak yapıldığı illerde olmak üzere, çiftçilerin katılımının sağlanabileceği eğitim toplantıları yapılarak anlatılmalıdır. Üreticilerin kültürel önlemleri uygulamaları sırasında, kendilerine yapılan önerileri önemli ölçüde göz ardı ettikleri görülmektedir. Bu durum üreticilerin bilgi aldıkları kişilerin önerilerine güven duymamalarından kaynaklanabileceği gibi, uzman olmayan kişilerden öneri alınması yada önerilerin yeterince iyi anlaşılamaması ve yıllarca çay tarımı üzerinde oynanan siyasi oyunların sonucunda Çaykur’a karşı bir güvensizlik söz konusu olmasıyla ilişkili olabilir. Bu aksaklıkların giderilebilmesi için, Tarım Bakanlığı ve Çaykur’un işbirliği ile yapılacak düzenlemelerle, üreticilerin özellikle teknik elemanlardan bilgi almaları için teşvik edilmesi, bu elemanlarla üreticiler arasında sağlıklı ve karşılıklı güven ilişkisinin kurulması gerekli görülmektedir.
Aksöz, İ. 1972. Zirai Ekonomiye Giriş, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları, No: 15, 186 s., Erzurum.
Armağan, G. 2005. Information needs of dairy farmers and agricultural extension organizations:
Case study of Aydın Province. 17th European Seminar on Extension Education. August 30-September 3, İzmir Turkey.
Arnon I.,1989. Agricultural Research and Technology Transfer Elsevier Applied Science, London and Newyork, 684 p.
Boz, İ., Akbay, C., Orhan, E., Candemir, S. 2004. Çiftçilerin tarımsal faaliyetlerde kullandıkları bilgi kaynaklarının belirlenmesi ve tarımsal yayım açısından değerlendirilmesi.
Türkiye VI. Tarım Ekonomisi Kongresi 16-18 Eylül, Tokat.
Budak, D. 1996. Gelişmekte Olan Ülkelerde Kamu ve Özel Sektör, Türkiye II. Tarım Ekonomisi Kongresi, Çift: 2, 423 – 426. s., Adana.
Çaykur, 1996. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile İlgili KİT Üst Komisyonuna Sunulan Brifing, 2 s., Rize.
Çelik, H. 1993. Kalecik İlçesinde Gezginci Arıcıların Sorunları ve Arıcılıkta Yararlanılan Bilgi Kaynakları Üzerine Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi.
Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı.
DPT, 2001/m. Çay İşleme Sanayi Ö.İ.K. Raporu (Basılmamış). 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Anakara.
İşçil, N. 1977. Örnekleme Yöntemleri AİTİA Yayınları, Kalite Matbaası, Ankara.
Kacar, B. 1992. Yapraktan Bardağa Çay. T.C. Ziraat Bankası Kültür Yayınları No:23, 32- 37 s., Ankara.
Kumuk, T. ve Taluğ, C. 1996. Türk Tarımsal Yayım Sisteminde Değişim İhtiyacı. Türkiye II. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi, 4 – 6 Eylül 1996, Bildiri Kitabı, Adana.
Özçatalbaş, O., Gürgen, Y. 1992. Aşağı Seyhan sulama proje alanındaki mısır üreticilerinin bilgi edinme kaynakları. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 7(2): 63-78.
Yamane, T.1967. Elementary Sampling Theary, prentice-Hall, İnc., Englowood Cliffs, N.Jersey, USA.