SİTEMİZİ SİZİN SESİNİZİ DUYURMAYA ADADIK___www.rizeyemislik.tr.gg___


   
  .....:.. Rize Merkez Yemişlik Köyü Sitesine Hoş Geldiniz ..:.....
  Takaların kumandanı
 

TAKALAR KUMANDANI

Takaların kumandanı


          Ketencioğlu Hacı Yakup Ağa Destanı

       Aşağıdaki yazı Haber 7'de 5 aralık 2005'de yayınlanan Yaşar İliksiz'in haberinden özetlenmiştir.
       O hem Başbakan Erdoğan hem de SHP’li vekil Ketenci’nin akrabası. Ama kahramanlık hikayesini pek bilen yok. Oysa o dünya tarihinin en acayip deniz muharebesini kazandI"Ben bu mücadeleyi madalya almak için değil, vatan kurtulsun diye yaptım” diyen bir yürek... "Üç kuruş maaşa yapılacak işte yokum. Ben, evlatlarım, malım ve mülküm, ülkeme feda olsun" diyen bir büyük yurtsever...
        O dünya tarihinin en acayip deniz muharebesine imza attı. İnanılması gerçekten güç ama o takası ile Marmara Denizi boyunca denizaltı kovaladı.
     Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı, başka bir ifadeyle Çanakkale Savaşı ve Ulusal Kurtuluş Savaşı. O tüm bu savaşlara katıldı. Müthiş kahramanlıklar sergiledi, malını mülkünü vatan için feda etti, işkence gördü, idamla yargılandı.Ama hiçbir zaman ben bunları yaptım diye ortaya çıkmadı, sağda solda övünüp böbürlenmedi. Sadece o değil, kahraman aile fertleri de onun izinden gitti, onun ahlakının takip ettirdi. O kadar asil ve mütevazı bir ailenin fertleri idiler ki, sahte kahramanlar ortalıkta caka satıp, devletten ne kopartabiliriz diye hesap yaparken, onlar sadece sustular. Acılarını ve yoksulluklarını sineye çekip, sahte kahramanlarla adlarını aynı kefeye koydurmadılar.Soyağacına göre ailenin bilinen ilk ismi Hacı Ahmet'tir. Ailenin ilk konakladıkları yer, Mapavri'nin (Çayeli) Parakoma mevkiinde Çandar yamaçlarıdır. Sonraları aile Arkotil'de (Limanköy) karar kalıp yerleşirler. Hacı Ahmet Efendi bir deniz tüccarıydı. Birkaç yelkenlisi ile Çayeli'nden Rize, Trabzon, Samsun, Sivastopol, Soçi, Souhum ve Karadeniz'in diğer limanlarına giderek, keten ticaretiyle geçimlerini sağlamaktadı.
              Hacı Ahmet'in soyu, yıllar ilerledikçe Rize dışına taşar, genişledikçe genişler. Soyadı kanunu çıkınca, kardeşler bir araya gelemediklerinden dolayı değişik soyadları alırlar. Ailenin bir kısmı yani Hacı Yakupoğulları, ailenin keten ticaretiyle meşgul olmaları nedeniyle "Ketenci" soyadını alırken, diğer kardeşler; Başer, Erdoğan ve Yıldız soyadlarını kabul ederler.
             Ketencioğlu lakabı ile anılan Hacı Yakup Efendi, denizcilikte ustadır, işini devam ettirir ve zamanla üç direkli büyük bir gulete (kotra) sahip olur. Rize, Batum, Soçi, Souhum, Sivastopol ve Karadeniz'in diğer liman şehirlerine gider gelir. Genellikle keten, un ve bakliyat ticareti ve nakliyat işleri yapar, oralardan ise kereste, gazyağı gibi ihtiyaç maddelerini getirirdi.
               Altı ay süren bir yolculuktan sonra Hac farizasını yerine getiren Ketencioğlu Yakup Ağa bundan sonra "Hacı" olarak anılacaktır.Ketencioğlu ailesi 93 Harbi (1877 Rus Savaşı) nedeniyle yaşanan büyük göç sırasında Rize'den ayrılan aileler arasında yer alır. Geldikleri yer Sarıyer'in, Rum nüfusu hayli çok olan Rumelifener köyüdür (Sarıyer'in en büyük köyü olan Rumelifeneri o dönemde nahiye idi). Ketencioğlu ailesini Rize'den kalabalık birkaç aile daha takip eder ve onlar da Rumelifeneri'ne yerleşirler.
                Hacı Yakup Efendi ciddiyeti, inandırıcılığı ve verdiği sözün arkasından durması ile İstanbul'da kendini denizciler içinde çabuk kabul ettirir, sözü dinlenen reislerden olur. Yıllar ilerlerken çocuklarının sayısı beşe ulaşır. Ahmet, Mehmet, İbrahim, İsmail Hakkı ve bir kızı Emine ile Sarıyer'de ikamet eder.Hacı Yakup Efendi İstanbul'da birkaç yıl çalıştıktan sonra ikinci takasını da aldı. Aile tamamen denizciliğe yöneldi. Navlun işinde çalışıyor, iyi de kazanıyorlardı. Hacı Yakup Efendi'nin amacı takaların sayısını çoğaltmak, ve biraz daha kazandıktan sonra armatörlüğe geçmekti. Ama kader ona bu şansı vermediği gibi vatan aşkı elinde ne varsa kaybetmesine neden olacaktı.
           Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ, Osmanlı Devleti'ne savaş açtılar (Ekim 1912) Ketencioğlu Hacı Yakupağa o tarihlerden itibaren devletin emri ile cephane ve erzak sevkıyatı yapmak suretiyle kelleyi koltuğa alarak evlatlarıyla birlikte cepheler arasında çok zor şartlar altında mekik dokudu. (Yakup ağanın savaş maceralarının İbrakimBalcı’nın Takalar Kumandanı adlı kitabından geniş bir şekilde belgeleriyle okuyabilirsiniz)Daha sonra Çanakkale harbi için ter döktü ve soluk bile alamadan işgal altındaki İstanbul’dan Anadolu’ya mühimmat taşıdı.Ancak her devirde birkaç muhbir ve birkaç vatan haini mutlaka vardı. İşgal günlerinde ihbar üzerine İngiliz işgalcileri ailenin peşine düştü. İngiliz İşgal polisi bu aileyi iki ayrı baskınla yakalamayı başardı. Ketencioğlu, 4 oğlu ile birlikte işkence görüp idamla yargılandı.Yapılacak işkenceyi tahmin edip, oğullarının kendisini kurtarmak için itirafta bulunacağını sezdiği için;
               “Uşaklar, bizi öldürseler de konuşmak yok. İsim vermek yok. Dikkatli olun, konuşmayın, kızıp da dilinizi çözmeyin, yoksa hakkımı helal etmem! Allah da cezanızı verir, vatan ağlar!” öğüdünü vermeyi ihmal etmedi.Kroker oteli’nin en alt katında baba ve dört oğul günlerce işkence altında sorguya çekildi. İdamları istenerek hakim önüne çıkartıldılar. Ama ne Hacı Yakup ne de oğullarının ağzından tek kelime çıkmadı. Sonunda çaresiz bırakmak zorunda kaldılar.
            TARİHTE EMSALSİZ BİR MUHAREBE 
  Hacı Yakup Ağa, savaş tarihinin ibretle kaydedeceği bir olayın da başında bulunur. Görevi, Çanakkale Boğazı'ndan sızarak Marmara Denizi'ne geçen ve Türk gemilerini batıran düşman denizaltılarını kovalamak ve etkisiz hale getirmektir!
Peki bu nasıl yapılacaktır?
              Denizaltıya karşı kotra ve taka! Olacak iş değildi, ama bu görev kendisinden isteniyordu. O da mazeret aramak yerine harekete geçmeyi tercih etti.Takalardan müteşekkil bir savaş filosu kurmaya çalıştı. Sonuçta iki kotra ve iki takadan oluşan birkaç tim kurdu. Bütün timlere silah ve cephane dağıtılıp, görevleri anlatıldı.
            Taka ve kotralardan oluşan timler her gün denize açılarak denizaltı aradı! Nihayet 18 Ağustos 331 (1915) günü Tuzburnu'nun Manastır mahallinin takriben dört mil açığında düşman denizaltısını gördüler ve çatışmaya girdiler. Tarihin en garip deniz muharebesi sonuçlandıktan sonra düşman denizaltısını kovalayan ekibin tutmuş olduğu ve Taka Kayıklar Kumandanlığı'na (Ketencioğlu Hacı Yakup Ağa'ya) gönderdiği rapor aynen şöyleydi: :
          Şehri halin 18nci günü saat bir raddelerinde Tuzburnu Manastır mahallinin takriben dört mil açığında tarassut halinde ve sakin rüzgarla seyretmekte iken Mudanya'dan hareket eden ve bizim açığımızda bulunan dört kayığın daha açığında birden bire fevkelbahır düşman tahtelbahri mezkûr kayıklara bir el mavzer ateş etmiş olduğunu gören mezkûr kayık reisleri ile tayfaları küçük sandallarına rakiben karaya doğru gitmekteler iken, mezkûr düşman tahtelbahri üzerine sekiz adet mavzer ile gayet seri ateş açtık.
          O arada ancak bir top atmış ve mermisi İbrahim Reisin kayığının kıç tarafına isabet ederek bir metre mürabbaında bir rahle açılmış ise de, peranda ile kapatılmıştır. O sırada Pendik'ten atılan üç topun ve acizlerinin (kotra ve taka sahiplerinin) seri ve devamlı ateşlerimizin tesiri ile gine dalmış olduğundan, bir müddet sonra Katırlı açıklarında çıkmış yine arkasını takip etmekte bulunmuş isek de bir daha göze görünmediğini beyan ve arzederiz, Efendim.
20 Ağustos 331 (1915).
6. No.lu Kotra Reisi Cafer, 5 No.lu Kotra Reisi Hamit Rahnedar olan kayığın sahibi İbrahim Reis, Ahmet Reisin Mahtumu Ali (Parmak izi), Ali efendinin başparmak izi olduğu tasdik olunur.
Deniz Zabıta Memurlarından Fuat 821"
Dünya Savaş tarihi işte böylesi garip bir muharebeye şahit olmuştur. Denizaltıya karşı taka ve kotralarla karşı koyan bir zafer! Savaş tarihiyle ilgilenenler olayı 88 yıl sonra kayda geçebilirler.
 
 Yukarı Git

 

 
  Copyright By SARAYNOZLU  
 

YEMİŞLİK KÖYÜ DUYURU PANOSU

sultansuleymankoc@hotmail.com
Köyümüzle ilgili haberleri bize bu adresimizden iletebilirsiniz

Rize Merkez Yemişlik Köyü


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol