SİTEMİZİ SİZİN SESİNİZİ DUYURMAYA ADADIK___www.rizeyemislik.tr.gg___


   
  .....:.. Rize Merkez Yemişlik Köyü Sitesine Hoş Geldiniz ..:.....
  Meme Kanseri
 

 

 

Meme Kanseri

 

 

GÖRÜLME SIKLIGI
   Meme kanseri kadinlarda en sik görülen kanser türüdür. ABD’de her yil 185000 kadina meme kanseri tanisi konulmakta ve bu hastalarin 46000’i yasamini yitirmektedir. Erkeklerde ise sikligi daha az olmakla birlikte 1/150 oraninda görülmektedir. Meme kanseri hormona baglidir. Kadinlarda geç menars, erken menapoz, ve 18 yasinda gerçeklesen ilk dogum meme kanseri olusma riskini belirgin bir sekilde azaltir. Yagli yiyeceklerin meme kanserine yol açtigi iddiasi henüz tartismalidir. Oral kontraseptifleri meme kanseri riski üzerine az etkileri vardir. Östrojen replasman tedavisi meme kanseri riskini azda olsa arttirmasiyla beraber yasam kalitesi ve kemik mineral yogunlugu üzerine yararli etkileri bulunmaktadir. Ayrica kalp damar hastaliklariyla olusan ölüm riskini azaltir. 30 yasindan önce herhangi bir nedenle terapötik amaçli radyoterapi alan kadinlarda meme kanseri gelisme riski çok yüksektir.
TANI
    Meme kanseri tanisinda mamografinin büyük yarari vardir. Elle memelerin muayenesin de kitlenin saptanmasi erken tani açisindan önemlidir. Mamografi veya elle muayene sonucu tespit edilen kitlenin biyopsisi ile kesin tani konulur. Kadinlar en az ayda 1 kez meme muayenesi yapmalari gerekir. Premenapozal yani menapoz öncesi dönemde ki kadinlarda soru isareti uyandiran veya süphe götürmeyen küçük kitleler 2-4 haftada bir muayene edilmelidir. Kitle rastlanan menapoz öncesi ve sonrasi kadinlarda kitlelerden biri bosaltilarak çikan materyalin makroskopik incelemesi yapilir. Çikan materyal kansiz sivi içeren bir kist ise ve aspirasyonla yani bosaltilarak giderilebiliyorsa hasta rutin takibe alinmalidir. Eger kitle sert ve bosaltilamiyorsa mamografi çekilerek biyopsi alinmalidir. 50 yasindan sonra her yil yapilan mamografi kontrollerinin hayat kurtarici oldugu gösterilmistir. Mamografi kontrollerinin 40 yasindan sonra yapilmasi gerektigi tartismalari asagidaki nedenlere dayandirilmaktadir;
   -hastalik 40-49 yas arasinda daha az siklikla görülmekte bu nedenle kontroller basarisiz olmaktadir.
  -40-49 yas arasi mamografide saptanan bozukluklar daha az siklikla kanserle sonuçlanmaktadir.
   -hiçbir klinik çalisma 40 yasindan itibaren yapilan mamografi kontrollerinin hayat kurtarici oldugunu göstermemistir. Yinede mamografi kontrollerinin 40 yasinda baslatilmasi gerekliligine olan inanç daha yaygindir.
TEDAVI
  Tedavi asamasinda nelerin uygulanacagi daha çok hastaligin evrelendirilmesine ve tümörün büyüklügüne baglidir. Bazi küçük tümörlerde kanserin yayilimi olmamissa sadece cerrahi yöntemle tümörün çikarilmasi yeterli gelebilir. Ancak tümörün büyük olmasi ve yayiliminin olmasi cerrahi sonrasi kemoterapi gerektirebilmektedir.
   Meme kanseri sik görülen bir kanser türüdür. Ancak erken tani hayat kurtarici olmaktadir. Bu nedenle kadinlarin en az ayda 1 defa kendi kendilerine meme muayenesi yapmalari ve kitle tespit ettiklerinde uzman bir hekime danismalari gerekir. 40 yasindan sonra özellikle 50 yas sonrasi yilda 1 defa mamografi çekilmesi de erken tani sansini arttirmaktadir. Özellikle ailede annede veya kiz kardeste meme kanseri olan kadinlar bu kontrolleri mutlaka yaptirmalidir. Çünkü bu kisilerde meme kanseri riski daha çok yükselmektedir. Meme kanserinin %8-10 oraninda ailesel oldugu bilinmektedir.
 
 
     Meme, süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşur. Bu süt bezleri ve kanalları döşeyen hücrelerin, yukarıda tanımladığımız şekilde, kontrol dışı olarak çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine giderek çoğalmaya devam etmelerine meme kanseri denir.

Meme Kanseri Risk Faktörleri Nedir?

    Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanserinin daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bu özelliklere risk faktörleri diyoruz. Bu risk faktörlerini taşıyan kişilerin mutlaka meme kanserine yakalanacakları söylenemez. Sadece, bu faktörleri taşımayanlara göre, daha fazla meme kanserine yakalanma olasılıkları olduğunu biliyoruz. Bu faktörleri taşımayan kişiler de meme kanserine yakalanabilirler. Meme kanserine yakalanan kadınların yarısı, bu risk faktörlerini hiç taşımamaktadır. Bu nedenle, risk faktörlerinin taşımayan kişiler de olağan kontrollerini yaptırmalıdırlar.

   Meme kanserine yakalanma riskini artıran faktörleri kısaca şu şekilde sayabiliriz;

    Yaş:
   İleri yaş önemli bir risk faktörüdür. Yeni meme kanseri tanısı konan kadınların % 70'i, 50 yaş üzerindedir. Diğer bir deyimle, yaşı 50 yaş üzerinde olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, yaşı 50 yaşın altında olan kadınlardan 4 kat daha fazladır. Bu nedenle, 50 yaş üzerindeki her kadın, mutlaka yılda bir defa hekime baş vurarak muayene olmalı ve mamografi dediğimiz meme filmini çektirmelidir.

    Kişisel meme kanseri hikayesi:
   Daha önce meme kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer memede kansere gelişme olasılığı normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazladır. Ailede meme kanseri hikayesi: Aile yakınları arasında meme kanserine yakalanmış kadınların, meme kanserine yakalanma olasılığı, diğer kadınlara göre daha fazladır. Örneğin, kız kardeşi veya annesi meme kanserine yakalanan bir kadının, meme kanserine yakalanma riski, diğer kadınlardan 2- 5 kat daha fazladır. Bu kadınlar daha sık ve dikkatli izlenmelidir. Bu şekilde sorunları olan kadınlar, meme kanseri genetik danışmanlığının yapıldığı kliniklere baş vurarak risklerini hesaplattırmaları gerekir. Eğer aile geçiş riski yüksek bulunursa, genetik testi yaptırmalıdırlar. Vakfımız polikliniğinde bu hizmet verilmektedir.

    Daha önce meme biopsisi yapılmış olması:
     Memede bir kitle nedeni ile biopsi yapılmış ve iyi huylu bir tümör saptanmış olabilir. Bazı kanser olmayan iyi huylu tümörlerin bulunması, kanser gelişme riskini değişik oranlarda artırabilmektedir. Bu, tümörün hücresel yapısına göre değişir. Örneğin, yapılan bir biopside, çıkartılan kitlenin patolojik incelemesi sonucu atipik hiperplazi tanısı konmuş kadınlarda ( bu tamamen iyi huylu bir tümördür), meme kanseri gelişme oranı normal kadınlara göre daha fazladır.

    Fertil çağ süresi:
    Adet görmeye erken başlanması, menepoza geç girilmesi, fertil çağı uzatmaktadır. Bu sırada kadın daha uzun süre östrojen hormonu etkisi altında kalmakta, meme kanseri gelişme riski artmaktadır. Erken menopoza giren kadınlarda hormon tedavisi yapılmıyor ise, meme kanseri riski önemli ölçüde azalmaktadır. Elli yaşından sonra adet görmeye devam eden kadınlarda, meme kanserine yakalanma riski az da olsa artmaktadır.

    Doğurganlık hikayesi:
    İlk çocuğu doğurma yaşı önemlidir. İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı 20 yaşından önce doğuranlara göre 2 kat fazladır. Hiç çocuk doğurmayan kadınlarda risk hafif yükselmektedir

    Sosyoekonomik seviyenin yüksekliği:
    Varlıklı, sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kadınlarda, meme kanseri görülme oranı daha fazladır. Bu ailelerin kızları daha iyi beslendikleri için daha erken gelişmekte ve erken yaşta adet görmeye başlamaktadır. Ayrıca bu çocuklar büyüdükleri zaman eğitim ve iş nedeni ile daha geç evlenmekte ve daha geç çocuk sahibi olmaktadırlar. Bu nedenlere bağlı olarak fertil çağın erken başlaması, geç doğurma gibi nedenler sebep olarak sayılabilir. Ayrıca bunların dışında başka faktörler de rol almaktadır.

    Östrojen hormonu tedavisi görenler:
    Menopoz nedeni ile uzun süre östrojen tedavisi ( 10 yıldan fazla) gören kadınlarda, meme kanseri oranı artmaktadır. Fakat, hormon tedavisi almayan kadınlarda da, kalp hastalıklarında ve osteoporoz gibi sorunlarda artış ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, menopoz yakınmalarının azaltılması amacı ile, östrojen verilmesi önerilebilir fakat, mutlaka bir hekim kontrolu altında yapılmalıdır.

    Doğum kontrol hapı kullanılması:
   Bu konuda farklı görüşler olmakla birlikte hafif bir risk artışı olduğu ileri sürülmektedir. On yıl önce doğum kontrol hapını bırakmış olan kadınlarda ise, bu risk tamamen ortadan kalkmaktadır.

    Alkol kullanılması:
   Fazla alkol alan kadınlarda, almayan kadınlara göre risk nispeten artmaktadır. Günde 3 bardak yüksek dereceli alkol içen bir kadının meme kanserine yakalanma riski, hiç içmeyen kadına göre 2 kat daha fazladır. Alkol alımının günde bir kadeh ile sınırlandırılması önerilmektedir.

    Sigara:
    Sigaranın kesin bir etkisi gösterilememiştir. Fakat, genel sağlığı etkilediğinden dolayı bırakılması önerilmektedir.

    Şişmanlık ve yağlı beslenme: Bazı çalışmalarda şişmanlığın, özellikle 50 yaş üzerindeki kadınlarda meme kanserine yakalanma riskini artırdığı gözlenmiştir. Özellikle, doymuş yağların fazla bulunduğu yağlı et gibi yemekler ve yağlı süt ürünlerinin fazla alınmasının bu riski artırdığı ileri sürülmüştür.

Meme Kanseri Önlenebilir Mi?

Henüz meme kanserini kesin önleyen bir yöntem henüz yoktur. Günümüzde bilinen tek yöntem, erken tanıdır. Erken tanı sayesinde, meme kanserinin getirdiği sorunlar büyük oranda çözülebilmektedir. Bu sayede hastalığın toplumda yaptığı hasar en aza indirilebilir, yaşam süresi ve kalitesi önemli ölçüde arttırılabilir.

Erken teşhis için bilinen en iyi ve etkili çözüm, kadınların risk durumlarına göre belirlenmiş olan muayene ve tetkik protokollarının uygulamasıdır.
 
 
  Copyright By SARAYNOZLU  
 

YEMİŞLİK KÖYÜ DUYURU PANOSU

sultansuleymankoc@hotmail.com
Köyümüzle ilgili haberleri bize bu adresimizden iletebilirsiniz

Rize Merkez Yemişlik Köyü


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol